Mantık Evliliğine Nazaran Aşk Evliliği

Yalnızlık endişesine kapılan birey,  sahip olduğu tüm alternatifleri tükenince duygusal ilişkiden ziyade evlendiği zaman yararına olabilecek bir eş tercih ederek mantık evliliği kurar. Kişinin çıkarlarını düşünerek ekonomik bir yatırım yapmasıyla sürer bu ilişki. Eşlerin birbirine beslediği duygusal bağ söz konusu değil iken ticari bir bağın kuvvetli olduğu aşikârdır. Bireyin sevmediği bir insanı zaman geçirdikçe  sevebilme ihtimali olma konusu ise tartışılır. Kimse bu ihtimale düşmek istemez, severek evlenmek var iken.  Kariyer veyahut paranın cazibesine kapılan kişi mantık evliliğine boyun eğer. Vakit geçirdikçe kişinin bünyesinde pek çok "keşke" barındıran bir pişmanlık oluşabilir. Planlı ve sistemli ilerleyen bu evlilik programı herhangi bir sıkıntı ile karşılaştığında ona doğal bir çözüm bulmak daha da zorlaşabilir. Misal bütçe sıkıntısına girildiğinde mantık evliliği yapmış bireylerin parayı denkleştirme ya da iyi hâle getirebilme daha pürüzlü sonuçlanabilirken aşk evliliğinde bu iş öyle yürümez. Eşler sorunun çözülmesi adına birlik olur ve o sorunu sıkıntısız bir şekilde sonuçlandırmak için uğraşır. En önemlisi de sen ve ben kavramı değil, biz kavramıyla bütünleşirler. Mantık evliliğinde bulunan çiftlerin eşleri, karı/kocadan ibaret olup bir arkadaş, dost, dert ortağı olamayabiliyor. Aşk evliliğinde bu durum tam tersidir. Eşler birbirlerinin her şeyidir aslında. En gizli saklıları, sırları, dertleri birbirlerine aittir.
 Ekonominin serzenişi ile birlikte geri adım atan bireyler boşanma yoluna kadar ciddi kararlar alabiliyorlar. ‘’Evliliğin matematiği olmaz.’’
Olayı daha kucaklayıcı bir köşede yakaladığımızda gönüllerin bir olduğu evliliğin mantık evliliğinden daha üstün olduğuna kanaat getiririz. Müslüm Gürses ve eşi Muhterem Nur’un mezara kadar süren birlikteliği tebessümlere sebebiyet verir. Mal mülkten öte, kalplerinin ritmini değiştiren bu ikili aşk evliliğine parmak basmış.
Ekonomik koşullar zorlayıcı olsa bile sırt sırta veren, birbirine aşık iki insan bu zorluğu güzelleştirmenin bir yolunu elbette bulur. Hem iktisadi hem romantikliği bir arada yürüten çiftlerin geleceğe kök salması aşk evliliğinden dolayıdır. Evlilik; sonsuz mutluluğa imza atmak demektir. Tuzu ve biberi diye tabir edilen tatsızlıklar da bulunacaktır lakin çiftleri birbirine kenetleyen en yüce etkenlerden biri de bunlardır. ‘’İyi günde, kötü günde…’’ diyerek resmileştirdikleri bu süreci mantığa  dökmek mantıklı gelmiyor.  Aklın galibiyetine izin vermeyip kalbiyle hareket eden evliliklerin sıcaklığı sahicidir.